Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir Kahramanmaraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kahramanmaraş °C

Gün, Teröre Karşı Yekvücut Olma Günüdür

Gün, Teröre Karşı Yekvücut Olma Günüdür
06.01.2017
A+
A-

İLİ : GENEL

TARİH : 06.01.2017

Gün, Teröre Karşı Yekvücut Olma

Günüdür

Cumanız Mübarek Olsun Aziz Kardeşlerim!

Millet olarak yine hüzünlüyüz bugünlerde. Zira

geçtiğimiz hafta İstanbul’da, dün de İzmir’de milletçe

menfur terör saldırılarına maruz kaldık. Yitirdiğimiz

masum canlarla yüreklerimiz bir kez daha yandı.

Hayatını kaybedenlere Yüce Allah’tan rahmet, yaralılara

acil şifa, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Milletimizin

ve insanlık ailesinin başı sağolsun.

Aziz Kardeşlerim!

Bu minberlerden her zaman ifade edildiği gibi

bizim inancımızda her insan saygındır. Her insanın hayat

hakkı kutsaldır. Canı, malı, şeref ve haysiyeti

dokunulmazdır.1 Ku’an-ı Kerim’de “…Kim, bir cana

kıyarsa bütün insanları katletmiş gibidir.”2

buyurulmaktadır. Yüce dinimiz İslam’ın ana gayesi,

insana hayat vermektir. Canı can kılmaktır. Cana can

katmaktır.

Bilinmelidir ki; adı, yöntemi, zihniyeti, görünüşü

farklı olsa da varlığımıza kast eden her türlü terörün

gayesi aynıdır. Birlik, beraberlik ve kardeşliğimizi

zedelemektir. Birer zenginlik vesilesi olan

farklılıklarımızla bir arada huzur içinde yaşama

kültürümüzü yok etmektir. Terörün gayesi, kalplerimizi

fitne ve fesadın, kin ve nefretin, şiddet ve husumetin

karanlıklarına esir etmektir. Bizleri çatışma ve

huzursuzluk girdabına sürüklemektir. Gücümüzü

zayıflatmaktır. İstikbale dair ümitlerimizi tüketmektir.

Kardeşlerim!

İçinden geçtiğimiz bu zorlu süreçlerde Rabbimizin,

Hucurât Suresinde3 bizlere öğrettiği ahlâki ilkelere ne

kadar da muhtacız. Geliniz, bugünkü hutbemizde her biri

altın değerindeki bu ilkelere hep birlikte kulak verelim:

Bu ilkelerden birincisi, فَ تَ بَ يَّ ن وا yani “araştırınız”

emridir. Rabbimiz, “Ey iman edenler! Güvenilir

olmayan biri size haber getirdiğinde o haberin

doğruluğunu iyice araştırın.” buyurmaktadır. Bizlere

gelen bir haberi araştırıp soruşturmadan, gerçekliğini

tespit etmeden onu doğru kabul etmek bizleri yanlış

sonuçlara götürebilir. Böyle bir tutum, istenmeyen

durumlara, fitne ve fesada sebebiyet verebilir. Neticede

yaptığımıza pişman oluruz.

Kardeşlerim!

İkinci ahlâkî ilke فَاَصْلِ حوا emriyle ıslah edici

olmaktır. İnsanlar arasında yaşanan sorunları çözüme

kavuşturmaktır. İfsat edici ve yıkıcı değil, yapıcı ve

onarıcı; ayrıştırıcı ve bölücü değil, birleştirici ve

bütünleştirici olmaktır. Kin, nefret ve şiddetin

karanlıklarına karşı sevgi, muhabbet ve kardeşliğin

gücünü el birliğiyle hâkim kılmaktır. Tefrika ve

çatışmanın bataklığını hep birlikte kurutmaktır.

Üçüncü ahlaki ilke وَاَقْسِط وا yani adil olunuz”

emriyle adaleti yüceltmektir. Hiçbir koşulda hak ve

hukuktan, sadakat ve doğruluktan asla ayrılmamaktır.

Kıymetli Kardeşlerim!

Hucurât Suresi’nin bize öğrettiği dördüncü ahlâkî

ilke ise لََ يَسْخَرْ yani “alay etmeyiniz” emridir. Hiç

kimseyi hor ve hakir görmemektir. Âdem ve Havva’nın

çocukları olarak aynı özden yaratıldığımızı hiçbir zaman

unutmamaktır.

Beşinci ahlaki ilke, وَلََ تَ لْمِ زوا اَنْ فسَ كمْ emriyle

birbirimizi karalamaktan kaçınmaktır. Küçük bir işaretle

veya ima ile de olsa karşımızdakini rencide etmekten

sakınmaktır. İnsan onur ve haysiyetini zedeleyecek her

türlü söz, tutum ve davranıştan uzak durmaktır.

Altıncı ahlaki ilke, وَلََ تَ نَابَ زوا بِِلََْلْقَا بِ yani Birbirinizi

kötü lakaplarla çağırmayınız. Birbirinize lakap

takmayınız” emridir. Zira tıpkı insanın kendisi gibi

ismi, şerefi ve itibarı da saygıya layıktır, mükerremdir.

Aziz Kardeşlerim!

Hucurât Suresinin bize öğrettiği yedinci ahlaki

ilke, اجْتَنِب وا كَث۪يرًا مِنَ الظَّ ن yani birbirimiz hakkında yerli yersiz

zanda bulunmaktan kaçınmaktır. Çünkü insanlar

hakkındaki zan, çoğu kez kişiyi yanıltır, günaha sevk

eder. Yanlış anlaşılmalara, huzursuzluklara sebebiyet

verir.

Sekizinci ahlaki ilke, وَلََ تَََسَّ سوا emridir. Yani

başkalarının kusurlarını, eksiklerini araştırmaktan

sakınmaktır. Başkalarının mahrem hallerini ifşa etmeye

kalkışmamaktır. Bize düşen asıl görevin kendi hata ve

kusurlarımızı gidermek olduğunu unutmamaktır.

Dokuzuncu ahlaki ilke ise, وَلََ يَ غْتَبْ بَ عْ ض كمْ بَ عْضً ا yani

Birbirinizin gıybetini yapmayınız. Birbirinizi

arkadan çekiştirmeyiniz.” emridir. Zira bize düşen,

yokluğunda dahi kardeşimizin hak ve hukukunu

gözetmektir. Onun varlığını kendi varlığımız gibi

görmektir. Haysiyetini kendi haysiyetimiz bilmektir.

Kardeşlerim!

Yüce Rabbimiz, bizleri bu ilkelere riayet

edenlerden eylesin. Bizleri Kur’an’ın ve

Peygamberimizin ahlakı ile ahlaklananlardan eylesin.

Rabbimiz, milletimizin birlik ve beraberliğine kast

edenlere fırsat vermesin. Rabbimiz, mazlumların umudu

olan ülkemize ve milletimize zeval vermesin.

1 Buhârî, İlim, 9.

2 Mâide, 5/32.

3 Hucurât, 49/1-18.

Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.