Hamza Celal Erzurum Kimdir?
Hamza Celal Erzurum
Abdülkadir ve Fatma’dan olma, Kayabaşı Mahallesi Hane No: 37’de kayıtlı olup. 01.07.1923 tarihinde doğmuştur. Tek evlilik yapmış, eşi Sevim Hanımdır. Bu evlilikten Aydın ve Feridun adında iki oğlu ile beş kızı olmuştur. 31.05.2002 tarihinde vefat etmiştir.
ERZURUM SÜLALESİ 2 DALGA HALİNDE GÖKSUN’A GELEREK YERLEŞMİŞLERDİR.
1.DALGA
Yavuz Sultan Selim Han’ın (1512-1520) yıllarındaki hükümdarlığı sırasında Mısır’a sefer düzenlendiği yıllarda, Anadolu beyliklerle idare edilirken yine Osmanlı ordusu da bu beyliklerden verilen askerlerden oluşmakta idi. Kahramanmaraş bölgesinde hüküm süren Dulkadiroğlu (Zülkadiroğlu-Ramazanoğulları) Beyliği Osmanlı’dan gelen asker talebini; ‘Bu ordu çölü yürüyerek geçemez. Geçse bile Mısır’da hepimizi kılıçtan geçirirler’ diyerek orduya asker vermemiştir. Yavuz Sultan Selim Han bu duruma aldırmayarak bilindiği üzere Mısır seferini; (Ridaniye-Mercidabık) zaferlerle sonuçlandırarak geriye dönerek sefere asker vermeyen Dulkadiroğlu Beyliğinden (Ramazanoğulları Beyliğinden) bu başkaldırının hesabı sormak istemiş ve beyliğin ordusu ile savaşa tutuşmuş (Turnadağı-Durnadağı savaşı) ve her iki taraftan da birçok asker ölmüş o kadar çok kan akmış ki, akan kanlar bir dere gibi çağlamıştır. Ve bu gün Kahramanmaraş’taki Kanlıdere isimli caddenin adı da buradan gelmiştir. Osmanlı ordusu; çocuklara, kadınlara, yaşlılara ve karşı koymayanlara dokunmamış, Osmanlıya karşı olanları yok etmiştir. Ancak daha sonra geride kalanların Osmanlı bizim atalarımızı (askerlerimizi) katletmişti diyerek bir Osmanlı düşmanlığı yaratılmasın, düşmanlık mihrakı oluşmasın düşüncesi ile Erzurum-Doğubayazıt ve Kars yörelerinden çoğunluğu Kıpçak ve Kayı Türklerini bölgeye yerleştirmiş Dulkadiroğlu Beyliği asimile edilmiştir. Bu birinci dalgada gelen akrabalarının yanına (Osmanlı Rus Savaşında ) ikinci dalgada yine gelenler olmuştur.
2.DALGA
93 (1877-18789 Harbi’nde yaşanan felaket ve katliamlardan sonra, ailedeki erkekler Ermeni harbinde ölünce Seher Hatun isimli aile büyüğü gözü pek cengaver kadın o zaman eşkıya dönemi olması sebebiyle 15 paralı asker tutarak, küçük oğlu Abdullah’ı atın heybesine koyarak (çocuk o kadar küçük ki heybeye sığabiliyor) 3000 baş koyun ile Erzurum Pasinler’den ilk gelen akrabalarının yanına Kahramanmaraş’a-Göksun’a ulaşmışlar ve burada ileri gelen büyük toprak sahibi ve varlıklı bir sülale olarak yaşamışlardır.
Abdullah Ağa’nın babası Ali Bey’dir. Abdullah Ağa’nın iki hanımından olan birçok çocuğundan biri de Hamza Celal Erzurum’dur. Hamza Celal Erzurum; ilkokulu Göksun Tepebaşı İlkokulu’nda, Ortaokulu ve liseyi Elbistan’da Mükremin Halil lisesinde bitirmiştir. O yıllarda Göksun’da orta ve lise okulu olmadığından ve bölgede araç ve karayolu da bulunmadığından Göksun-Elbistan arasını hafta sonları atla ve yürüyerek gidip gelerek okumuştur. Kışın atı varken bile at üstünde donmamak için yürüyerek 70 km gidip gelerek orta ve lise okullarını bitirmiştir. O zamanlar sadece Bolu’da olan Orman Yüksek Okulu’na girmiştir. Okulu bitireceği sene İstanbul’da ilk kez açılan Orman Fakültesine devam ederek Türkiye’nin ilk orman fakültesi mezunu mühendislerinden olmuştur.
Meslek hayatına, Alanya Gazipaşa’da orman bölge şefi olarak atılmıştır. Daha sonra Gelibolu’da Yedek Subay olarak askerlik hizmetini tamamlamıştır. Askerlik dönüşü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesine tayin edilmiştir. Böylece mesleğine devam etmiştir. Daha sonra Orman Bölge Şefi olarak Kahramanmaraş merkezde görev yapmıştır. Kahramanmaraş’tan sonra sırasıyla Hatay, Harbiye, Yayladağı, Hassa da görev yaparak tayinen Isparta Sütçüler ve nihayet Antalya merkezde görevlerde bulunmuştur. Antalya da istifa ederek Hatay-Kırıkhan’da kereste tecimerliği (tüccarlığı) yaparken 3,5 yaşındaki kızı vefat edince bu olay üzerine memleketi Göksun’a dönerek, Göksun’da 63-67 yılları arasında belediye başkanlığı yapmıştır. Belediyeyi o gün kasa mevcudu 65 kuruşla teslim alarak, bu imkânsızlıklar içinde iken belediye başkanı olarak her iki mezarlığı taş duvarlarla ihata edilmesini sağlamış böylece mezarlıklar üzerinde hayvan otlamasının ve başıboş köpeklerin mezarları deşerek cenazelerin kemiklerini yemelerinin önüne geçilmiştir. Ayrıca Göksun’a ilk hidroelektrik santralinin yapılmasını görev süresi içinde tamamlattırarak Göksun halkının gaz lambasından kurtulup elektrikle tanışmasını sağlamıştır. Hamza Celal Erzurum Göksun’a geldiğinde ilk defa şahsı adına motorlu vasıtalardan jeep satın alarak Kayseri’den Göksun’a getirtmiştir. O güne kadar hiçbir motorlu vasıta görmemiştir ve jeepin ne olduğunu bilmeyen ahali (birazda espirisel bir ifade ile) jeepi farklı bir hayvan zannederek önüne biraz su ve Mustuk Mahmut’un haymasından biraz ot koymuşlardır! (Aşık Durmuştan naklolunmuştur). Daha sonra 6 farklı vasıta alan Hamza Celal Erzurum Göksun-Kahramanmaraş arasında ilk otobüsle ulaşımı başlatmış ve bu otobüste kazma kürekli 6 muavin 2 şoför ile 10–12 saatte saraycık belinden kağnı yolundan Maraş’a seferler yapılmıştır. Yine Hamza Celal Erzurum Kahramanmaraş-Adana bölgesinde Cumhuriyet Halk Partisinin kurucu üyelerindendir. Soyadı kanunu çıktığında sülale Erzurum soyadını almıştır. İlk bölümde anlatıldığı üzere Kahramanmaraş bölgesindeki en eski yerlileri Erzurumlar-Hasanlar (Özmenler), Amasyalılar, Karslıoğulları, Beyazıtoğullarıdır. (Erzurumlar; Erzurum’dan, Beyazıtoğulları; Doğubeyazıt’tan, Karslıoğulları; Kars’tan, Amasyalılar; Amasya’dan Yavuz Sultan Selim zamanından getirilmişlerdir.)
Hamza Celal Erzurum Göksun’da yetişmiş karizmatik ve o günkü sınırlı imkanlarla (kasasında 65 kuruş ile devraldığı belediyede önemli yatırımlara imza atmayı başarmış) müthiş işler yapmış birisi olarak efsane belediye başkanı olmuş halk tarafından ölümüne kadar reis bey tanımlanmıştır ve halen öyle anılmakta bilinmektedir.
KAYNAK:GÖKSUN BELEDİYE TARİHİ