Günay “Hantal Yavaş İşleyen, Bir Mekanizma Ortadan Kalkacak”
Günay “Hantal Yavaş İşleyen, Bir Mekanizma Ortadan Kalkacak”
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü, İktisat Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Yard. Doç. Dr. Enver Günay, Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne ilişkin, “Yönetim performansı bakımından bir gelişme olacak. Seri karar alınabilecek. Daha dinamik, daha uzman bir bakanlar kurulu göreceğiz” diyerek, yeni sistemin mevcut parlamenter sisteme göre daha üstün bir durumda olduğuna vurgu yaptı.
Tüm Türkiye’de son zamanlarda en çok konuşulan konulardan biri olan ve geçtiğimiz günlerde meclisten geçerek, halkın takdirine bırakılan Başkanlık bir diğer adıyla Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne ilişkin Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü, İktisat Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Yard. Doç. Dr. Enver Günay, gazetemize özel değerlendirmelerde bulundu. Sistemin Türkiye’ye uyumu ve geçmiş anayasalara bakarak, artın ve eksi yönlerine yönelik konuşan Günay, Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin parlamenter sistemi daha da iyileştiren bir sistem olduğuna dikkat çekti. Sistemin özelliği itibariyle Başkanlık Sistemi’ne daha yakın bir sistem olduğunu ancak tam anlamıyla da bir Başkanlık Sistemi olarak sayılamayacağını ifade eden Günay, Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin en iyi başkanlık sisteminden bile daha avantajlı olduğunu söyledi. Dünyanın hiçbir yerinde net bir şekilde kuvvetler ayrılığının keskin biçimde ayırmanın mümkün olmadığını dile getiren Günay, yeni yasanın yargıyla olan ilişkilerinin aynı statüde devam ettiğini belirtti. Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin yasamayı daha da güçlendirdiğini anlatan Günay, meclisin denetiminin daha da artacağını kaydetti. Yönetim performansının daha hızlı bir hal alacağını belirten Günay, “Hantal yavaş işleyen, bir mekanizma ortadan kalkacak. Parti içi dengeler, bölgesel dengeler gibi mecbur kalmış bir bakan tercihi olmayacak. Cumhurbaşkanı bakanları kendisinden sorumlu doğrudan uzman kişilerden seçecek ve bu uzman kişilerin performansı kötü olduğunda halk bunu kimden bilecek? Cumhurbaşkanından bilecek. Bundan dolayı da yönetim performansı olağan üstü derecede hızlanacak. Aynı zamanda bu yetkileri kullanan mekanizma hukuken, siyaseten ve cezai olarak sorumlu olacak. Dolayısıyla yönetim performansının seri karar alması ve sorumluluk olgusu Türkiye’ye yeni bir katkı sağlayacak” ifadelerini kullandı.
‘CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ MEVCUT SİSTEMİ İYİLEŞTİREN YENİ BİR ÖNERİDİR’
Cumhurbaşkanlığı sisteminin mevcut parlamenter sistemi iyileştiren yeni bir sistem olduğuna dikkat çeken Günay, “Cumhurbaşkanlığı Sistemi diye tanımladığımız bu sistem, aslında Parlamenter Sistem olarak bilinen ama Parlamenter Sistem olmayan, bu özelliği taşımayan ve bu sistemi iyileştiren yeni bir öneridir. Bu sistem özelliği itibariyle Başkanlık Sistemi’ne daha yakın bir sistem olmakla birlikte tam anlamıyla da bir Başkanlık Sistemi olarak ta sayılmaz. Ama Türkiye’nin özellikle de cumhurbaşkanının seçimle geldiği bu yeni sisteme geçmesinden sonra bu sistemin reforme edilmesi gerekiyordu. 1982 Anayasasında cumhurbaşkanı ile başbakan arasında paylaştırılmış olan bu yürütme yetkisini tek elde toplayarak, ama onu daha fazla denetleyerek, yürütmeyi güçlendiren yeni sistem olarak bunu tanımlayabiliriz. Bu sistem başkanlık sisteminin gerisinde olan bir şeymiş gibi anlaşılmamalı, bu sistem şu anda fiilen en iyi başkanlık sisteminden daha da avantajları olan bir durumdur. Mesela bugün başkanlık sisteminde olan yetkileri, şimdiki sisteme entegre etmiş olsaydık, yer yerinden oynardı. Mesela Amerika’da yeni başkan görev geldiğinde 15 tane önemli karar aldı. Bu kararlardan birkaç tanesi Amerika’yı uluslararası antlaşmalardan çeken kararlardır. Meksika sınırına duvar örmek için bir kaynağı bir kalemde imzaladı. Amerika’da ki sistemde ülke için çok önemli olan kararları başkan tek imzayla atıyor. Daha önemlisi Amerika’da başkan daha önceden kesinleşmiş cezaları adi suçlar dahi olsa affetme yetkisine sahip. Bizim yeni düzenlememizde cumhurbaşkanının affetme yetkisi çok sınırlı sayıdadır. Ama orada adi suçlarda dahi başkan affedebiliyor. Kuvvetler ayrılığı meselesi bu sistemde eleştirilen şey oldu. Ama bakıyorsunuz Amerika’da ki başkanlık sisteminde başkan yardımcısı aynı zamanda senatonun başkanıdır. Yürütmenin yasamaya nüfuz ettiği gibi yargının aldığı kesinleşmiş kararları da affediyor” ifadelerini kullandı.
‘DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE NET BİR BİÇİMDE KUVVETLERİ AYIRMAK MÜMKÜN DEĞİL’
Dünyanın hiçbir yerinde net bir biçimde kuvvetleri ayırmanın mümkün olmadığını ifade eden Günay, “Dolayısıyla bu yeni sistemin yargıyla olan ilişkileri eski statüde aynen devam ediyor. Mesela anayasa mahkemesinin üyelerinin atanmasıyla ilgili hiçbir değişiklik yok. 82 Anayasasında bütün cumhurbaşkanları nasıl bu yetkiyi kullanmışlarsa bundan sonraki cumhurbaşkanı da o yetkiyi kullanmış olacak. Sadece üye sayısı düşüyor. Bu sistemde HSYK’nın yani yargının üst kuruluşunun yapısı değişiyor. Yani yargı mensuplarının kendi oylarıyla bu yapının yapıydı fakat bu 15 Temmuz’da çok iyi görüldüğü gibi bir grubun bu yargıyı ele geçirmesine neden oldu. Dolayısıyla HSYK’da ki yeni değişiklikle yetki cumhurbaşkanı ile meclis arasında paylaştırılıyor. Bu yeni yapıyla herhangi bir grubun bu yargıyı ele geçirmesinin önü kapanıyor. Yeni gelecek olan sistemde cumhurbaşkanı OHAL döneminde bir Kanun Hükmünde Kararname çıkarttığı zaman bu KHK’lar 3 ay sonra meclis tarafından görüşülüp karara bağlanmadığı zaman yürürlükten düşecek. Bu açıdan yasamayı, yürütmeyi denetleyen bir konuma getirdiğini görüyoruz. Denetleme açısından meclisin daha da güçlendirildiğini söyleyebiliriz” diye konuştu.
‘BU DEĞİŞİKLİK CUMHURİYET TARİHİNDEN BU YANA HİSSEDİLEN BİR DEĞİŞİKLİKTİ’
Bu değişikliğin cumhuriyet tarihinden bu yana hissedilen bir değişiklik olduğunu söyleyen Günay, özellikle bu ihtiyacın 1982 Anayasasında daha çok arttığını belirtti. Günay, “1982 Anayasası darbeyi yapanların hazırlattığı bir anayasadır ve bu anayasayı yaparlarken şunu gözetmişler; halkın iradesini kontrol eden bir mekanizma olarak kullanmak için yürütmeyi parçalamışlar. Yine 82 anayasasında Anayasa Mahkemesi’nin dizaynı, diğer yargı unsurlarının dizaynı, tamamen halk iradesini bloke etmek için dizayn edilmiş bir sistemdir. Burada yürütme ile ilgili konuya baktığımız zaman hiçbir parlamenter sistemde olmayacak şekilde yürütmeyi parçalamışlar ve cumhurbaşkanına ağırlık yetki vermişler. Ağırlıklı yetki o kadar ağırlıklı düzeyde ki yüksek yargı organlarını atamaktan, kamu görevlilerinin atanmasına kadar, yasaların kararnamelerin son imza merci olmasına kadar ve yasaları veto etme yetkisine kadar yetkisi var. Düşünün ki bir ülkede kaymakamın atanmasına kadar cumhurbaşkanının kararnamesi ile oluyor. Fakat cumhurbaşkanı tüm bu yetkilerin yanında ilginç bir şekilde sorumsuz. Yani cumhurbaşkanı bu işlemleri yaparken hiçbir şekilde sorumlu olmuyor. Dolayısıyla bu açıdan buna bakmak gerekiyor ve yürütmede ki parçalanmışlığı ortadan kaldırmak lazım. Bunun yanında da yetkiyi kullananında sorumlu olması gerek. İşte başkanlık sistemi ülkemize bu açıdan gereklidir” şeklinde konuştu.
‘YÖNETİM DE İSTİKRARI TAM ANLAMIYLA YAKALAYABİLMEK İÇİN BU SİSTEM GEREKLİYDİ’
Yönetim de istikrarı tam anlamıyla yakalayabilmek için bu sisteme ihtiyacın olduğuna işaret eden Günay, sözlerinin devamında şöyle konuştu: “Bu bozuk parlamenter sistem içerisinde iktidarın oyu belli bir ölçüde düştüğü zaman bile muhalefetin oyu bir miktar arttığı zaman bile tek parti iktidarı oluşumu engellenmiş oluyordu. Yani iktidar partisinin oyu az aldığı zaman sadece iktidar değişmiyor, muhalefetin oyu da bir miktar arttığında yeniden koalisyonlar dönemine geliniyor. Bakın AB ülkelerinden İtalya koalisyonlarla yönetilen bir ülkedir. Ama İtalyanlar yasa çıkarttılar ve yüzde 40 oy alan bir partiye iktidar olma şansı verdiler. Dolayısıyla bu koalisyon sisteminin ortadan kalkması gerekiyordu. Parçalanmış olan yürütmeyi tek elde toplayabilmek ve seri karar alabilmek bakımından başkanlık sistemi çok acil bir ihtiyaçtı.”
‘YÖNETİM PERFORMANSI BAKIMINDAN BİR GELİŞME OLACAK’
Yönetim performansı bakımından bir gelişme olacağını ifade eden Günay, “Seri karar alınabilecek. Daha dinamik, daha uzman bir bakanlar kurulu göreceğiz. Parlamenter sistemde bakanlar kurulu parti içi denge gözetilerek olurdu. Bizim sistemimizde bakanlar kurulu oy birliği ile karar verir. 2002’de bakan sayısı 40 civarındaydı. Dolayısıyla çok önemli kararları sadece bir tane bakanın itiraz etmesiyle o karar alınamıyordu. Dolayısıyla böyle hantal yavaş işleyen, bir mekanizma ortadan kalkacak. Parti içi dengeler, bölgesel dengeler gibi mecbur kalmış bir bakan tercihi olmayacak. Cumhurbaşkanı bakanları kendisinden sorumlu doğrudan uzman kişilerden seçecek ve bu uzman kişilerin performansı kötü olduğunda halk bunu kimden bilecek? Cumhurbaşkanından bilecek. Bundan dolayı da yönetim performansı olağan üstü derecede hızlanacak. Aynı zamanda bu yetkileri kullanan mekanizma hukuken, siyaseten ve cezai olarak sorumlu olacak. Dolayısıyla yönetim performansının seri karar alması ve sorumluluk olgusu Türkiye’ye yeni bir katkı sağlayacak” dedi.
‘BİZİM YAPIMIZ FEDERASYONA İHTİYAÇ DUYAN BİR YAPI DEĞİL’
Türkiye’ye getirilecek olan bu yeni sistemin çok yerinde bir karar olduğunu dile getiren Günay, son olarak sözlerine şunları ekledi: “Bizim sistemimizi reforme ederken başka sistemleri doğrudan almamız çok problemli bir durum olurdu. Mesela Amerikan Başkanlık Sisteminin oluşuma baktığımız zaman orada ki tarihsel koşulların etkisini görüyorsunuz. Ama Türkiye o tarihsel koşulları yaşamadı. Bizim yapımız federasyona ihtiyaç duyan bir yapı değil. Bu bakımdan en iyi uygulanan sistem dahi olsa o sistemi biz kendi bünyemize adapte edemeyiz. Amerika’da ki sistemde hastalıklı taraflar var. Bizim şu anki parlamenter sisteme göre Cumhurbaşkanlığı sistemi çok daha üstün durumda.”
Haber:Emre Akkış