Tehlikenin Farkında Mıyız? Her 3 Kişiden Biri Obez!!
Obezite vücuttaki yağ dokusunun normalden fazla miktarda olması demektir. Birçok faktöre bağlı olan ve tıbbi tedavi gerektiren kronik bir hastalıktır. Yaş, cinsiyet, fiziksel aktivitede azalma, beslenme alışkanlıkları, eğitim düzeyi, evlilik, doğum sayısı ve genetik obezitenin risk faktörleri arasında yer almaktadır.
Özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hızla yayılmaktadır. Ülkemizde toplumun %30’undan fazlası obezdir ,erkeklerin % 7.9’unu, kadınların %23.4’ünü obez bireyler oluşturmaktadır.Besinlerle vücuda alınan enerjinin, harcanan enerjiden fazla olması nedeniyle vücut yağ kitlesi, yağsız vücut kitlesine oranla artmaktadır. Obezite,kardiovasküler ve endokrin sistem başta olmak üzere tüm organ ve sistemleri etkileyerek çeşitli bozukluklara ve hatta ölümlere yol açabilen önemli bir sağlık problemidir.
Obezite Dünya Sağlık Örgütü (WHO/DSÖ) tarafından en riskli 10 hastalıktan biri olarak kabul edilmektedir ve yapılan son araştırmalar obezitenin kanserle yakın ilgisi olduğunu, obez bireylerde inme riskinin arttığını göstermiştir. Obezite ile erkeklerde prostat ,kolon, rektum, kanseri artarken kadınlarda ise rahim, safra yolları, meme ve yumurtalık kanseri sıklığı artmaktadır.
Obezite tanısında birçok yöntem kullanılmaktadır, bununla birlite günümüzde tanıda ve sınıflamada beden kitle indeksi (BKI) ve bel çevresi ölçümü önerilmektedir.
- BKİ ‘ye( beden kitle indeksi) göre 30 kg/m² üzeri veya yağ yüzdesi olarak da erkeklerde %38 bayanlarda %42 üzeri olması obezite olarak tanımlanabilir.
- Tek başına bel çevresinin erkeklerde 102 cm kadınlarda ise 88 cm’nin üzerinde olması artmış kardiyovasküler hastalık riski ile ilişkilidir.
Obezite tedavisinde, alınan enerji miktarının optimuma indirilmesi ve fiziksel aktivitenin yani enerji tüketiminin arttırılması ana ilkelerdir. Tedavi sürecinde egzersiz ve düşük kalorili diyetlerin yetersiz kaldığı durumlarda ilaçlardan faydalanılmaktadır.Fakat günümüzde bu şekilde ideal bir ilaç geliştirilememiştir.
Obezitenin tedavisinde ve kontrol altına alınmasında amacımız sadece kilo kaybının sağlanması olmamalıdır. Sadece ağırlık hedefleri olan yöntemler tavsiye edilmemeli bunun yerine; sağlıklı ağırlığa ulaştıran, hastalık risklerini azaltan ve sağlıklı yaşam şeklini hayatımıza adapte eden diyet önerileri uygulanmalıdır ve alışkanlık haline getirilmelidir.Obez bireylerin başlangıçtaki ağırlığın %5-10’unu kaybetmesi kısa zaman içerisinde sağlığın geliştirilmesine büyük katkı sağlar veya komorbid hastalıkların ciddi etkisini azaltır.
Bi sonraki yazıda obezitede uygulanan diyet tedavileri hakkında konuşmak üzere
SAĞLIKLA KALIN…
STJ.DİYETİSYEN AYSUN BOZOĞLU